Sağlık Bilimlerinde Fizyoloji Ders Kitabı

Stok Kodu:
9786053357360
Boyut:
16,5 x 23,5
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
ekim 2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kategori:
250,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 250,00TL
9786053357360
362785
Sağlık Bilimlerinde Fizyoloji Ders Kitabı
Sağlık Bilimlerinde Fizyoloji Ders Kitabı
250.00

“Tıbbi fizyoloji, insan vücudunun işleyişini inceleyen bir bilim dalıdır. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına dayanarak, vücudu oluşturan hücre, doku, organ ve sistemlerin görevlerini, bu görevlerin nasıl gerçekleştiğini, yapıların birbirleriyle ve dış dünya ile olan ilişkisini açıklamaktadır. İşleyen bir sistemin sağlıklı olup olmadığını ya da nelerin yanlış gittiğini anlamak için öncelikle o sistemin normalinin bilinmesi gerekir. Bu nedenle tüm hastalıkların anlaşılmasında ve tedavilerinin geliştirilmesinde Fizyoloji’nin önemi açıktır”.

            Öğrencilerime fizyolojinin önemini ya da ne olduğunu açıklamak için verdiğim temel örneklerden biri; size ben insan vücudunun nasıl doğru bir şekilde işlemesi gerektiğini anlatacağım. Daha sonra siz klinikte normalden sapmaları öğreneceksiniz. Ama normalden sapmaları öğrenebilmeniz için önce normalin ne olması gerektiğini bilmeniz gerekmektedir değil mi? diye sorarım. Fizyolojinin temelini ya da en yalın haliyle fizyolojiyi tanımlamak gerekirse, “fizyoloji homeostazidir”. “Yaşamın mantığını araştıran bir bilim dalıdır. İç ortam ve homeostazi kavramları, fizyolojik yaklaşımın temel prensiplerini belirler ve fonksiyonun araştırılmasında her düzeyde etkileşimlerin önemini vurgular”. Yani fizyoloji vücudun nasıl dengede olması gerektiğini bize öğretmektedir. Yaşamın temeli ya da evrende de her şey dengede değil midir? Ya da evren bize her hareketimizde dengede olmamız gerektiğini göstermiyor mu?

            Fizyolojiden, homeostaziden, evrenden ve tüm davranışlarımızda nasıl dengede olmamız gerektiğinden bahsettikten sonra; bu kitabı nasıl yazmaya karar verdiğimiz ve süreçle ilgili olarak da paylaşmak istediğim kısımlar var. Kitap editörlüğü yapmak gerçekten tahmin ettiğimden çok daha zormuş. Bunun için inanılmaz derecede çok fazla emek vermeniz gerekmektedir. Bu süreçte duygusal olarak da yıprandığım anlar oldu. Tahmin edemediğim insanlardan çok büyük destekler gördüm. Destek olan ya da olmayan (olamayan) herkese yürekten teşekkür ediyorum. Şükürler olsun. Teşekkür edip, şükredince mucizeler boyutuna geçtiğimi artık biliyorum. VE EN SONUNDA MUCİZEMİZ GERÇEKLEŞTİ ve KİTABIMIZ BASILDI…

            Kitabın basılma sürecinden bahsettikten sonra tabi ki önsözlerin vazgeçilmezi olan teşekkürlerimi yapmak istiyorum. Bu kısımlar genelde en duygusal olunan yerlerdir. Tezimin teşekkür kısmını yazdığımda da gözyaşlarımın aktığını biliyorum (bu kadar duygusal olmak asla istediğim bir özelliğim değil ama duygusal olsam da kendimi seviyorum). Öncelikle tabi ki her zaman en ön teşekkürü ailenin hakedeceğini düşünüyorum. Bugüne gelmemde, akademik kariyer hayatım boyunca beni büyüten, bugünkü pozisyonumu elde etmemde en büyük rol sahibi olan (sonuçta artık bir kitabın editörlüğü bile yapabiliyorum) başta canım annem olmak üzere, canım babam, canım abilerim (Mehmet, Ahmet Haluk) ve canım ablalarıma (Halime, Selma) kucaklar dolusu teşekkür ediyorum (geniş aile olmanın faydaları).

            Sonrasında ise ilkokuldan itibaren eğitim hayatımda bana dokunmuş ve bugünkü şeklimi almamda katkısı olan tüm öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum. Ama galiba herkesin hayatında, diğerlerinden biraz daha farklı hocaları olmuştur. Tüm hocalarımı çok sevdiğimi belirtip, teşekkür ettikten sonra, Doktora danışmanım Sayın Prof. Dr. Oğuz Özçelik Hocam’a ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bana inanıp, geliştiren, bugüne gelmemde benden daha çok emeği olan Hocama teşekkürü bir borç bilirim. Fizyoloji adına ne biliyorsam hepsini kendisinden öğrendiğim ve bunu yazarken gerçekten çok gurur duyuyorum bana göre dünyanın en zeki ve iyi fizyoloğu ve bilim adamı olan Prof. Dr. Oğuz Özçelik Hocama sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

            Bu süreçte destek gördüğümüzden bahsetmiştim. Bu anlardan birinde bize destek veren Sayın Prof. Dr. Ramazan Bal Hocam’a da teşekkürü etmek istiyorum. Desteğiniz bizim için çok kıymetliydi Sayın Hocam. Kitabın bitmesinde en az bizim kadar emeği vardır Sayın Hocamın.

            Bir diğer teşekkürü de kitap editörlüğü maceramıza birlikte başladığım Sayın Dr. Öğr. Üyesi Gülnihal Deniz’e yapmak istiyorum. Benim çok vazgeçtiğim anlar oldu. Ama canım arkadaşım benim vazgeçtiğim anlarda beni motive etti ve bu kitabın basılmasında benden çok daha fazla emek verdi. Canım arkadaşım sen olmasan bu kitap ta olmazdı.

            Kitaptaki bölüm yazarı olan Sayın Hocalarıma; Sayın Prof. Dr. Oguz ÖZÇELİK’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Ayşe ŞEKER’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Esedullah AKARAS’a, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Mehmet GÖL’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Hilal ÜSTÜNDAĞ’a, Sayın Dr. Öğretim Üyesi Ferdane DANIŞMAN KALINDEMİRTAŞ’a, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Deniz ÖZTÜRK’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Elif GÜLBAHÇE MUTLU’ya, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Beytullah ÖZKAYA’ya, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Esra ŞENTÜRK’e, Öğr, Gör. Dr. Ayşe ÖZDEMİR’e ve bende bölüm yazarlığı yaptığım için kendime Doç. Dr. Sermin ALGÜL’e de teşekkürlerimi sunuyorum.

            Kitabımızın basımında 7-24 ilgilenen, Anadolu Nobel Tıp Kitabevi sahibi Sayın Mehmet Tekin beye, eşi Özlem Tekin hanıma, Nobel Tıp Kitabevleri yetkilisi Sayın Erol Biroğlu beye ve dizgi bölümünden emeklerini ödeyemeyeceğimiz Sayın Hakkı Çakır beye ve tüm ekip arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum.

            Editörlüğünü yaptığım “SAĞLIK BİLİMLERİNDE FİZYOLOJİ” isimli kitabımızın alanında uzman Hocalarımız ile birlikte yazıp oluşturduğumuzu ve kitabımızın sadece tıp fakültesi öğrencilerimiz için değil tüm sağlık bilimlerimde eğitim gören öğrencilerimiz için çok faydalı olacağını bildirmek istiyorum.

            Ve son paragrafımı canım öğrencilerime ayırmak istiyorum. Bence akademisyenliğin en güzel tarafı sizsiniz. Bilimsel araştırmalar yapmak, kendini her geçen gün bir önceki güne göre daha fazla geliştireceğiniz bir mesleğinizin olması cidden paha biçilemez bir durum. Ama güzel yanlarının yanında uykusuz gecelerin sayısının çok fazla olduğu, bazen en yakınınıza bile zaman ayıramadığınız bir meslek olduğunu da söylemek istiyorum. Ama akademisyenliğin, bu zor mesleğin; bana göre en güzel tarafı kesinlikle CANIM ÖĞRENCİLERİMDİR. Bir insanın hayatına dokunabilmek, bir şeyler öğretebilmek hatta belki onun için bir rol model olabilmek.

 

ZEVKLE OKUYUP ÖĞRENMENİZ DİLEĞİMLE…

 

AİLEME ve CANIM ÖĞRENCİLERİME…

 

Doç. Dr. Sermin ALGÜL

“Tıbbi fizyoloji, insan vücudunun işleyişini inceleyen bir bilim dalıdır. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına dayanarak, vücudu oluşturan hücre, doku, organ ve sistemlerin görevlerini, bu görevlerin nasıl gerçekleştiğini, yapıların birbirleriyle ve dış dünya ile olan ilişkisini açıklamaktadır. İşleyen bir sistemin sağlıklı olup olmadığını ya da nelerin yanlış gittiğini anlamak için öncelikle o sistemin normalinin bilinmesi gerekir. Bu nedenle tüm hastalıkların anlaşılmasında ve tedavilerinin geliştirilmesinde Fizyoloji’nin önemi açıktır”.

            Öğrencilerime fizyolojinin önemini ya da ne olduğunu açıklamak için verdiğim temel örneklerden biri; size ben insan vücudunun nasıl doğru bir şekilde işlemesi gerektiğini anlatacağım. Daha sonra siz klinikte normalden sapmaları öğreneceksiniz. Ama normalden sapmaları öğrenebilmeniz için önce normalin ne olması gerektiğini bilmeniz gerekmektedir değil mi? diye sorarım. Fizyolojinin temelini ya da en yalın haliyle fizyolojiyi tanımlamak gerekirse, “fizyoloji homeostazidir”. “Yaşamın mantığını araştıran bir bilim dalıdır. İç ortam ve homeostazi kavramları, fizyolojik yaklaşımın temel prensiplerini belirler ve fonksiyonun araştırılmasında her düzeyde etkileşimlerin önemini vurgular”. Yani fizyoloji vücudun nasıl dengede olması gerektiğini bize öğretmektedir. Yaşamın temeli ya da evrende de her şey dengede değil midir? Ya da evren bize her hareketimizde dengede olmamız gerektiğini göstermiyor mu?

            Fizyolojiden, homeostaziden, evrenden ve tüm davranışlarımızda nasıl dengede olmamız gerektiğinden bahsettikten sonra; bu kitabı nasıl yazmaya karar verdiğimiz ve süreçle ilgili olarak da paylaşmak istediğim kısımlar var. Kitap editörlüğü yapmak gerçekten tahmin ettiğimden çok daha zormuş. Bunun için inanılmaz derecede çok fazla emek vermeniz gerekmektedir. Bu süreçte duygusal olarak da yıprandığım anlar oldu. Tahmin edemediğim insanlardan çok büyük destekler gördüm. Destek olan ya da olmayan (olamayan) herkese yürekten teşekkür ediyorum. Şükürler olsun. Teşekkür edip, şükredince mucizeler boyutuna geçtiğimi artık biliyorum. VE EN SONUNDA MUCİZEMİZ GERÇEKLEŞTİ ve KİTABIMIZ BASILDI…

            Kitabın basılma sürecinden bahsettikten sonra tabi ki önsözlerin vazgeçilmezi olan teşekkürlerimi yapmak istiyorum. Bu kısımlar genelde en duygusal olunan yerlerdir. Tezimin teşekkür kısmını yazdığımda da gözyaşlarımın aktığını biliyorum (bu kadar duygusal olmak asla istediğim bir özelliğim değil ama duygusal olsam da kendimi seviyorum). Öncelikle tabi ki her zaman en ön teşekkürü ailenin hakedeceğini düşünüyorum. Bugüne gelmemde, akademik kariyer hayatım boyunca beni büyüten, bugünkü pozisyonumu elde etmemde en büyük rol sahibi olan (sonuçta artık bir kitabın editörlüğü bile yapabiliyorum) başta canım annem olmak üzere, canım babam, canım abilerim (Mehmet, Ahmet Haluk) ve canım ablalarıma (Halime, Selma) kucaklar dolusu teşekkür ediyorum (geniş aile olmanın faydaları).

            Sonrasında ise ilkokuldan itibaren eğitim hayatımda bana dokunmuş ve bugünkü şeklimi almamda katkısı olan tüm öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum. Ama galiba herkesin hayatında, diğerlerinden biraz daha farklı hocaları olmuştur. Tüm hocalarımı çok sevdiğimi belirtip, teşekkür ettikten sonra, Doktora danışmanım Sayın Prof. Dr. Oğuz Özçelik Hocam’a ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bana inanıp, geliştiren, bugüne gelmemde benden daha çok emeği olan Hocama teşekkürü bir borç bilirim. Fizyoloji adına ne biliyorsam hepsini kendisinden öğrendiğim ve bunu yazarken gerçekten çok gurur duyuyorum bana göre dünyanın en zeki ve iyi fizyoloğu ve bilim adamı olan Prof. Dr. Oğuz Özçelik Hocama sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

            Bu süreçte destek gördüğümüzden bahsetmiştim. Bu anlardan birinde bize destek veren Sayın Prof. Dr. Ramazan Bal Hocam’a da teşekkürü etmek istiyorum. Desteğiniz bizim için çok kıymetliydi Sayın Hocam. Kitabın bitmesinde en az bizim kadar emeği vardır Sayın Hocamın.

            Bir diğer teşekkürü de kitap editörlüğü maceramıza birlikte başladığım Sayın Dr. Öğr. Üyesi Gülnihal Deniz’e yapmak istiyorum. Benim çok vazgeçtiğim anlar oldu. Ama canım arkadaşım benim vazgeçtiğim anlarda beni motive etti ve bu kitabın basılmasında benden çok daha fazla emek verdi. Canım arkadaşım sen olmasan bu kitap ta olmazdı.

            Kitaptaki bölüm yazarı olan Sayın Hocalarıma; Sayın Prof. Dr. Oguz ÖZÇELİK’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Ayşe ŞEKER’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Esedullah AKARAS’a, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Mehmet GÖL’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Hilal ÜSTÜNDAĞ’a, Sayın Dr. Öğretim Üyesi Ferdane DANIŞMAN KALINDEMİRTAŞ’a, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Deniz ÖZTÜRK’e, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Elif GÜLBAHÇE MUTLU’ya, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Beytullah ÖZKAYA’ya, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Esra ŞENTÜRK’e, Öğr, Gör. Dr. Ayşe ÖZDEMİR’e ve bende bölüm yazarlığı yaptığım için kendime Doç. Dr. Sermin ALGÜL’e de teşekkürlerimi sunuyorum.

            Kitabımızın basımında 7-24 ilgilenen, Anadolu Nobel Tıp Kitabevi sahibi Sayın Mehmet Tekin beye, eşi Özlem Tekin hanıma, Nobel Tıp Kitabevleri yetkilisi Sayın Erol Biroğlu beye ve dizgi bölümünden emeklerini ödeyemeyeceğimiz Sayın Hakkı Çakır beye ve tüm ekip arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum.

            Editörlüğünü yaptığım “SAĞLIK BİLİMLERİNDE FİZYOLOJİ” isimli kitabımızın alanında uzman Hocalarımız ile birlikte yazıp oluşturduğumuzu ve kitabımızın sadece tıp fakültesi öğrencilerimiz için değil tüm sağlık bilimlerimde eğitim gören öğrencilerimiz için çok faydalı olacağını bildirmek istiyorum.

            Ve son paragrafımı canım öğrencilerime ayırmak istiyorum. Bence akademisyenliğin en güzel tarafı sizsiniz. Bilimsel araştırmalar yapmak, kendini her geçen gün bir önceki güne göre daha fazla geliştireceğiniz bir mesleğinizin olması cidden paha biçilemez bir durum. Ama güzel yanlarının yanında uykusuz gecelerin sayısının çok fazla olduğu, bazen en yakınınıza bile zaman ayıramadığınız bir meslek olduğunu da söylemek istiyorum. Ama akademisyenliğin, bu zor mesleğin; bana göre en güzel tarafı kesinlikle CANIM ÖĞRENCİLERİMDİR. Bir insanın hayatına dokunabilmek, bir şeyler öğretebilmek hatta belki onun için bir rol model olabilmek.

 

ZEVKLE OKUYUP ÖĞRENMENİZ DİLEĞİMLE…

 

AİLEME ve CANIM ÖĞRENCİLERİME…

 

Doç. Dr. Sermin ALGÜL

Tüm kredi kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 250,00    250,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat